Merhaba sevgili rakı severler! Sizlere rakının, deniz kenarında mehtaba karşı içilmesi zorunluluğunun olmadığını, yanınızda dostlarınız ve önünüzde mezeniz olduğu sürece dört duvar arasında da keyfini çıkarabileceğiniz bir şey olduğunu göstermek istiyoruz. Bunun için Ankara'nın Oran semtinde küçük bir pasajın içinde yer alan, 1990'dan beri prensiplerinden ve geleneklerinden vazgeçmeyen Kalbur'u seçtik. Açıldığı günden bugüne butikliğini, akşam 22:00'da kapanışını ve sakin atmosferini koruyor Kalbur. Adını en çok değişik tatlardaki mezelerinin ve ara sıcaklarının yanı sıra, ilginç sahibiyle andırmakta. Mehmet Tekmen, 29 yıldır kendi doğrularından şaşmayarak, sıcak kanlılığı ve samimi tavırlarıyla Kalbur'un işletmecisi. Meyve servisi, çay ve müzik onun gelenekleri arasında yok ve olmasına açıldığı günden beri izin vermiyor. Kendisi bizi fazlasıyla misafirperver bir şekilde ağırlayarak gecemize renk kattı. Şimdi gelin, yediklerimiz başta olmak üzere Kalbur serüvenimizi birlikte keşfedelim! Leziz Başlangıç: Soğuk MezelerBaşlangıçlar, rakının olmazsa olmazları. Mehmet Amca'dan bizim için en güzel soğuk mezeleri seçmesini rica ettik, o da bizi kırmadı ve bizlere sade bir salata eşliğinde midye dolma, patlıcanlı köpoğlu, bir Ermeni mezesi olan topik, zeytinyağlı çağla ve pilaki servis etti. Bu mezeler arasında en çok ilgimizi çekenler topik ve zeytinyağlı çağla oldu. Topiğin kendine has bir baharatı ve Ermeni lezzeti vardı ve çağla, yemeklerde görmeye alışık olmadığımız bir meyveydi. Isınma Turu: Ara SıcaklarKadayıflı karides son birkaç yılda meyhane menülerine eklenen ancak hepimizin aşina olduğu bir ara sıcak. Biz kendimizi sıcak mezelere hazırladığımız için tek bir ara sıcakla yetinmeyi seçtik. Diğer restoranların aksine Kalbur'un karidesi ağır ve yağlı değildi. Oldukça memnun kaldık diyebiliriz. Tadı Damakta Kalanlar: Sıcak MezelerMehmet Amca'dan yine yenilikçi ve başka yerlerde bulamayacağımız sıcak atıştırmalıkları rica ettik. İlk sırada karides köfte vardı, zengin malzemesi ve baharatlarıyla güzel bir giriş oldu. Köfteyi karidesli börek ve mosko tandır takip etti. Mosko tandır, bebek ahtapotların ızgarada kızartılmasıyla yapılıyormuş ve birer ahtapot sever olan üçümüz de bu atıştırmalığı afiyetle yedik. Sonrasında çin mantısı geldi ancak dışı hamurdan değil, kalamardan yapılıyor ve fazlasıyla değişik ve zengin bir lezzete sahipti. Finali kılıç şiş yaptı. Küp haline getirilmiş baharatlı mevsim balıklarının üzerinde, şişlere batırılmış kalamar parçacıklarından oluşuyor ve kesinlikle tek başına bir ana yemek olabilecek lezzet ve doyuruculukta. Yediklerimizden bu denli zevk almamızın sebeplerinden biri de, diğer meyhanelerde her şeyin aynı anda getirilmesine karşılık, Kalbur'da mezelerin birer birer gelmesiyle birlikte sıcaklığını ve taze lezzetini koruyor olmasıydı. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; oldukça farklı ve bir o kadar da leziz menüsüyle Kalbur, bizi doyurmakla kalmadı, ağzımıza attığımız her lokmanın hafızamızda ayrı bir köşeye yerleşmesini sağladı. Son Durak: TatlıPasta, irmik, sufle ve daha nice tatlıların üzerine dondurma konmasına aşinayız ancak böylesini daha önce görmedik! Dondurmalı kabak, rendelenmiş kabak parçalarının üzerine tahin konularak fırına veriliyor ve son dokunuş olan dondurma üzerine konularak servis ediliyor. Her ne kadar ağır bir tatlıymış gibi görünse de, bizce hafif ve ağızda dağılan lezzetli bir yapıya sahip. Denemeden geçmeyin deriz!
0 Yorumlar
Yanıt Ver. |